Ekip çalışmaları
Fotoğraf okullarının açılmasından epey önce, 1960’lı yıllarda özellikle hafta sonları birkaç yakın arkadaşımla çekime çıkar akşamın geç saatlerine kadar çalışır bitkin düşerdik.Bu kadroya yeni heveslilerde katılırdı.Bazıları ilk günden bu çileye katlanamayacağını anlar, bir kısmı da devam ederdi.Böylece nerede ise bir sürekli kadromuz olur, akşamları Fatih’te bizim evde toplanır, projeksiyonda bir bir önceki çekimin sonuçlarına bakardık. Bu sırada grup içi bir tür öz eleştiri çalışır, ayrıca kişiler de kendilerini kıyasıya eleştirirlerdi.
Çileli çekim seanslarına katılmakla kendini kıyasıya eleştirebilmek elbette aynı kararkterin belirtileridir.Nasıl ki ilk zorluktan kaçma yollarını aramakla, her yaptığını bir halt sanmak aynı karakterlerde buluşturuyorsa.Kimileri için bu hafta sonu çekimleri bir eğlencedir. Gezerken fotoğraf çekmektir.Asıl amaç fotoğraf değildir.Böyle olunca ciddiye alınmaması da sorun haline getirilmesi de gerekmez.Nasıl ki günümüzde yurt içi veya dışında yapılan gezilerde de fotoğraf çekiliyorsa.Oysa bir de bu gezileri salt fotoğraf çekmek için yapanlar vardır.Onlar gidecekleri yerler için aylar öncesinden bir kütüphane çalışması yaparlar, gezi programlarının değil her günü her saatini fotoğrafa göre düzenlerler.Ancak gezi bitince dinlenmeye sıra gelir.Ama sıradan bir göz iki gezinin sonuçlarına bakınca her ikisi içinde “turistik fotoğraflar” diyorsa ne denir? Allah ıslah etsin.
Bu bizim grup çalışmaları zaman zaman yurt içi ve dışı gezilerine de sarktı.Bu arada fotoğrafa yeni başlayan bazı dostlarımızın çok kısa zamanda gösterdikleri gelişme inanılmaz boyutlarda oldu.Keşke aynı verimi üniversite eğitiminde de alabilseydik.Bunu iki nedenle sağlayamadık birincisi oraya sınav sistemimizin yanlışlığı yüzünden doğru öğrencileri alamıyoruz, kapının dışında bırakıyoruz.Yıllardır eleştirdiğimiz bu yanlışın güzel sanatlar kadrolarına anlatılması mümkün değildir.İkincisi ise fotoğraf eğitiminin doğası gereği, eğitim tümüyle okul çatısı altında geçirilmemeli daha çok dışarıda geçirilmelidir.
Bu durum karşısında usta çırak yönteminin ve ekip çalışmalarının hala çok daha etkili olduğunu söyleyebilirim.
Mimar Sinan Üniversitesi öğrencileri ile birkaç kez onar günlük yurt içi gezisi yapıp birlikte fotoğraf çektik.Bu geziler her zamanki gibi gün doğumu ile batımı arasında yoğun çalışmalarla geçti.Ama sadece fotoğraf çekildi.Ders, seminer, konferans gibi formel şeyler yapılmadı sadece birlikte çalışıldı.Dönüşte bu gezilerin verimlerinin bir yıllık eğitimden daha yüksek olduğunu gördüm.
Ekip çalışmasının eğitici yanı çekilen fotoğraflar uygulanan özeleştiriden geçer.Bu çalışmaların amacı; kesinlikle birlikte hoş vakit geçirmek, birbirimizin sırtını sıvazlayarak bize geri dönüşü garantili iltifatlar yapmak değildir.Bu davranışın neden olacağı aymazlık birbirimize yapacağımız en büyük kötülük olur.Günümüzün en büyük hastalığı olan “haddini bilmezlik” buradan beslenir.
Prof: Sabit Kalfagil
Etiketler:fotoğraf eğitimleri, fujifilm, hüseyin aldrmaz, sabit kalfagil, usta fotoğrafçılar